" Ektiğinle öğün; Verimi olmazsa döğün."

GİDEN KİTMİŞ BAKMA ARDINDAN
FAYIDA OLMAZ ORDA BİL BAŞKASINDAN
" Ektiğinle öğün; Verimi olmazsa döğün."
Vaktiyle bir küçük yerleşim bölgesinde yaşayan toplumun ayyaş
bildiği Ahmet isminde bir Eren varmış.Allah dostu Mevlananın bir
Öğrencisi ona danışmak İçin gider Evin kapısını çalar kapıyı açan
Evin hanımıdır; Buyur Kardeşim. Ben Kaygusuz Ahmet'te geldim.
Kadın O çok oldu gideli gün batınca gelir der. Erkek; Olsun beklerim
der. Dışarıda duvarın dibinde beklerken Kadın; Yoldan gelmişsin
buyur bir tas çorbamız var iç der. İçeri gider bir tas çorba birazda
Ekmek önüne konur,Çorbayı içerken kadın ev işleriyle uğraşır.
Erkek Kadını seyrederken niyetini bozar kem gözle bakmaya başlar.
Karanlık basınca kapı çalınır gelen Kaygısız Ahmettir.
Geldimi o beybaht? Adam irkilir,Nereden bilir ki benim geldiğimi?
Sofra kurulur birlikte oturup yerler yemeği Adam sormak İster Lakin
Kaygusuz; Şimdi değil Sabah ola hayrola der yatarlar.
Sabah kalkınca Kaygusuz; Bre Ahmak sana Kardeş deyip Ekmek
verene haince bak sonrada Mevlana bana neden Çavuşluk vermez de.
Daha çok güdülmen gerek var git ona böyle de.
Sözün özü:
Ne günler bu Yarab fesat çoğaldı,
Mısır çuvalı yırtık taneler dağıldı,
İnek yerine hele bak Eşek sağıldı,
Söyleyin Hak nedir Hakikat nedir?
Üstünde Entari Sakal uzun elde tesbih,
Ayet bilmez Edep bilmez der la teşbih,
Akıl kullanılmaz Ayet satlık insan fesih,
DEYİN yalanmı Doğruları siz söyleyin nedir?
Gönül Dostun derki; Allah bir Resül HAK,
Sana vermiş Akıl göndermiş kuran BAK,
Doğruları söyleyin Doğru olun fesat'ı BIRAK,
Konuşun Gidişat nereye Gelecek nedir???
" As olan HAKİKAT; Ne Cemaat ne Tarikat."
GÜNÜNÜZ MÜREFFEH YAŞMINIZ GERÇEK OLSUN