Sevgili Okuyucular,
Sizlere bu satırları yazarken, çağımızın belki de en büyük sorunlarından biri olan bilgi ve kibir dengesini ele almaya çalışacağım. İlk bakışta her şeyin gözle görülen, cep telefonlarımızın ekranlarında parıldayan bir dünya olduğunu düşünebiliriz. Ancak bu parlak dünyanın içinde, gerçek anlamda bilgiye sahip olmadan, sadece yüzeysel görünüşlere kapılarak birçok değeri gözden kaçırıyoruz.
İşte bu önsöz, ilkokul mezunu olup da kendini bilgili sananlardan, eğitim almış ama bilgiyi kullanamamış beyinlere kadar geniş bir yelpazedeki sorunları irdeleyecek. Fuzuli'nin öğüdüne kulak vererek, kitap okumanın sadece cehaleti alacağını, ancak içsel yapıda eşeklik varsa bunun kalıcı olacağını düşüneceğiz.
TikTok gibi platformlarda dolaşan içeriklere, ulusal medyanın ahlak kurallarını çiğneyen ve prim peşinde koşan kişilere bir göz atacağız. Belki de kendimize şu soruyu sormamız gerekiyor: Ne zaman bu kadar bilgisizleştik, ahlaki değerleri unuttuk ve kendi içsel aydınlanmamızı yitirdik? Bu satırları okurken, belki de bu sorulara bir adım daha yaklaşmış olacağız.
"İlim ve Kibir Dengesi: Bilgi Var, Ama Karakter Yok"
Herkesin cebinde bir akıllı telefon, herkesin dilinde bir sürü kelime var, ama iş bilgiye gelince durum farklı. İşte bu noktada, herkesin bildiğini zannedip gerçekte ne kadar bilgisiz olduğunu anlaması gerekiyor. Kültür, medeniyet, kişilik ve irade nedir? Bunlar, sadece güzel kelimeler mi yoksa içi boş laflar mı?
Şu sıralar karşımıza çıkan tipler var, ilkokul mezunu ama kendi etrafındaki herkesi cebinden çıkardığı parayla ölçenler. Dışarıdan bakınca her şeyi çözdüklerini düşünüyorlar, ama iç dünyalarında bir gram bilgi yok. Manipülasyon ve yalanlarla çevrelerindeki gerçek bilgili insanları küçümsemeye çalışıyorlar. Ah, bir de eğitim almış ama kullanmayı bir türlü becerememiş beyinler var ki, onlar gerçekten içler acısı durumda.
Fuzuli'nin dediği gibi, "Mey biter saki kalır. Her renk solar haki kalır. İlim insanın cehlini alsa da, hamurunda varsa eşeklik; baki kalır." Yani, kitap okumak sadece cehaleti alır, ama eğer biri içsel olarak eşekse, o durumda da pek bir değişiklik olmaz.
Şu TikTok'u bir düşünün; tavuk teyzelerden lgbt'lilere kadar bir sürü içerik dönüp duruyor. Ulusal medya mikrofonları, ahlaki değerleri hiçe sayan ve prim peşinde koşanları teşvik ediyor gibi. Ne zaman bu kadar çürüdük, bu kadar bilgisizleştik, ahlak kurallarını unuttuk? Bu soruların cevaplarını bulmak için belki de bir içsel yolculuğa çıkmamız gerekiyor. Çünkü şunu unutmayalım: Hiçbir şey için geç değil.
İyi okumalar dilerim.
Saygılarımla,
Dicle Asi Kalem