Değerli Okuyucular,
Son dönemde sosyal medya platformlarının içerikleri, özellikle TikTok ve Azar gibi canlı sohbet uygulamalarının yayınları, büyük bir endişe kaynağı haline gelmiştir. Canlı yayınlarda sergilenen ahlaki çerçeve dışı davranışlar, maalesef gün geçtikçe artmakta. Soyunan kadınlar, yatak odasına kadar giren çiftler, çocuklara hem şarkı söyletip hem de dans ettirenler gibi pek çok rahatsız edici içerik, bu platformlarda karşımıza çıkıyor. Bu durum, halk olarak nasıl bu noktaya geldiğimizi ve neden bu kadar ahlaki değerlerden uzaklaştığımızı sorgulamamıza neden oluyor.
Görünüşe göre, iletişimsizlik de büyük bir sorun haline gelmiş durumda. Akıllı telefonlar ve sosyal medya, insanların gerçek duygularını anlamalarını zorlaştırıyor. En yakın ilişkilerde bile, sevdiklerimizin gözlerindeki acıyı anlamakta zorlanıyoruz. Empati kurmak aslında basit bir şey olabilir, ancak dijital hayatımızın karmaşıklığı bu konuda bizi engelliyor.
İkili ilişkilerde iletişim, temel bir unsur olmalıdır. Dürüstlük, riya olmaksızın, menfaat gözetmeksizin iletişim kurmak gereklidir. Ancak günümüzde, insanlar arasındaki bu temel bağlar zayıflamış durumda. İnsanları anlamak için birbirimize zaman ayırmalı ve karşılıklı konuşmalıyız. Gözlerdeki acıyı, seslerdeki duyguları, sevinci ve endişeyi anlamak için birbirimize kulak vermeliyiz.
İnsanları eleştirmek yerine, birbirimizi anlamaya çalışmalıyız. Mevlana'nın güzel bir sözü aklıma geliyor: "Benim hayatımı yargılamadan önce, benim ayakkabılarımı giy ve benim geçtiğim yollardan geç." Bu, empatiyi ve anlayışı öne çıkaran bir çağrıdır.
Hayat felsefemizde dürüstlük, sadakat ve itaat gibi değerlere odaklanmalıyız. Bu üç ilke, insan ilişkilerini güçlendirecek temel taşlardır. Unutmayalım ki, birbirimizi anlamak için önce birbirimizin yaşadıklarını anlamalıyız.
Saygılarımla,
