Sıradağlar ardında,
bir çınarın altında
filiz verdi bir tohum.
Büyüdü boğum boğum...
Açtı kalbini Fırat,
bir anne edasıyla.
Koşuşturdu kaç kır at,
bayırında bağında?
Mahmutpaşa Camiinde
kılındı kaç bin namaz?
Mezra topraklarını
savur göklere biraz.
Köprünün endamına
vurgun kalmış kervanlar.
Kalenin yollarında
süngülenmiş düşmanlar.
Şimdi büyü ey şehir!
Şimdi büyü Birecik.
Biraz daha kal eksik.
Kapanır elbet eşik.
Unut şanlı mazini!
Ve hep yaptığın gibi.
Bu milenyum çağında
Bakır verip altına.
Topla bütün kinini,
Kana yatır fanini.
Kaç kız büyür koynunda?
Kaçı göçer, kim bilir?
Acep kaç yasak aşka
dalların yaprak verir!
Muhammet Baran ASLAN (Baranî)
Bu şiir, Birecik’in tarihsel dokusunu, kültürel mirasını ve modern hayatta yaşadığı dönüşümü derin bir duygusallıkla ele alıyor. Şair, Fırat Nehri'nin annelik şefkatini, kalenin kahramanlık dolu geçmişini ve köprünün tarihsel önemini vurgularken, aynı zamanda bugünün toplumsal sancılarına dokunuyor.
Son bölümlerde ise Birecik’in modern dünyaya ayak uydururken yaşadığı sancılar dile getiriliyor. "Unut şanlı mazini!" dizesiyle, geçmişle olan bağın zayıfladığı, değişimle birlikte gelen kültürel erozyonun şehrin ruhuna etkileri ustalıkla işlenmiş. Ayrıca "Kaç kız büyür koynunda? Kaçı göçer, kim bilir?" dizeleri, memleket hasretini ve göç olgusunun şehrin geleceği üzerindeki etkisini hissettiriyor.
Bu şiir, hem geçmişe saygı hem de geleceğe dair derin bir sorgulama sunuyor. Birecik’i seven, onun geçmişi ve geleceği arasında bir köprü kurmak isteyen herkes için düşündürücü bir eser.
Baranî’nin bu güçlü ifadeleri, Birecik’in sesi olmaya devam ediyor. Yorum: Salih Darıcı